Eğer son günlerde bir sinir harbi içerisindeyseniz, Allaaaahhhh'ımmm çıldıracaaaaıımmmm diye ortalarda dolaşıyorsanız ''mevsimsel depresyon (Seasonal Affective Disorder-SAD)'' denen illetin pençesine düştünüz yada düşmek üzeresiniz.
Bahar çocuğuyum ben. En sevdiğim mevsimde ilkbahardır bu yüzden. Tüm o dengesizliklerine
rağmen seviyorum baharı. O ağaçlar çiçeklendi mi, karıncalar yuvalarından çıktı mı nasıl bir mutlu oluyorum anlatamam.
Malum kış kapımızda soğuk sonbaharı yaşıyoruz
şu günlerde. Artık güneş ışınları iyice azaldı. Doğadaki gözle görülür canlı sayısı da azalmaya başladı dolayısıyla. Börtü böcekler - çiçekler yakın zamanda kabuklarına çekilecekler. Bahar çocuğu olarak bu durum mutsuz ediyor beni.
Neden mutsuzum diye ortalarda dolanıyorken melatonin ve serotonin hormonumsularıyla tanıştım.
Bir çikolata sever olarak damarlarımdaki serotoninin farkındaydım zaten. Serotonin beslenme yoluyla etkilenebilen tek nörotansmitterdir. Mutluluk artırıcı depresif azaltıcı etkileri de göz önüne alındığında her bayan gibi dibe vurunca tatlı krizine girerek dengeleyebiliyordum serotonin miktarımı ve buna bağlı olan mutluluk derecemi. (:
Amaa amaaa gel geleliimm melatonineee.... O melatonin yok mu o melatoninnnnn.... Bu melatonin bir tür etanoamidmiş ve ışığa karşı duyarlıymış. Genelde 23.00 - 05.00 saatleri arası salgılanıyor yani gün ışığının iyice etkisini kaybettiği zaman diliminde. Melatonin geceleri - karanlıkta artıyor yani tam bizlerin uykuda olduğu zaman diliminde. Melatonin artması zaten kişiyi isteksiz, uykucu, az enerjik, yorgun, bitkin hissettiriyormuş. Normalde gündüzleri gün ışığının artmasıyla melatonin hormonu azalıyor ancak kışları işte gün
Eeee bu bir gün değil iki gün değil bir yorgun iki bitkin derken ver elini depresyon işte. Bir daha mevsim bahara dönene kadar da geçmiyor. :(
Sonuçta bu da bir hastalık dolayısıyla mevsimsel depresyonum geldi diyip rapor alabilsek hatta kışları ayılar
Sağlıkla kalın blogcanlar...
0 yorum:
Yorum Gönder